VNS
Vagal Sinir Stimülatörün Cerrahi ve Cerrahi Sonrası Komplikasyonları; Literatür Gözden Geçirilmesi ve Kendi Tecrübelerimiz
Prof. Dr. Ersin Erdoğan
1. Giriş
Vagal sinir stimülasyonu (VNS), diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen dirençli epilepsi ve major depresyonda FDA tarafından onaylanarak kullanıma başlanlmıştır. Bir tek cihaz (Cyberonics, Inc., Houston, TX, USA) 1997 de FDA tarafından onay almıştır. Bizim epilepsi cerrahi grubumuzda da 2001 yılında takılmaya başlanmıştır. FDA in onayında ilaca dirençli epilepsisi olan 12 yaşından büyük hastalarda uygulanması kabul edilmiştir. Fakat gerek konu ile ilgili yayınlar gerekse bizim kendi tecrübelerimiz 12 yaşınan küçük pediatrik olgularda da etkili olduğunu ortaya koymuştur, bizim serimizde en küçük VNS takılan hasta yaşı 3 idi. 2005 yılında FDA, 18 yaşından büyük olan ve ilaca dirençli depresyonu olan ve major depresyon atakları olan hastalarda VNS kullanımını destekleyici tedavi olarak kabul etti. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından epilepsi endikasyonu dışında takılması SGK tarafından ödenmeyeceği için halahazırda başlanmamıştır. Burada önemli olan psikiatristler tarafından bu tedavi yönteminin kabul edilmesi ve hastanın yönlendirilmesidir. Diğer VNS endikasyonları ise araştırma aşamasındadır, bu hastalıklar; obesite, kronik ağrı sendromları ve nöropsikiatrik sendromlar (obsesif kompulsif hastalıklar, panik hastalığı ve posttravmatik stres hastalığı).
VNS ile ilgili ameliyatlar yeni VNS takılması VNS pilinin değiştirilmesi ve elektrot problemleri nedeniyle elektrodun yenilenmesi (elektrot kırılması) gibi özetlenebilir.
Bu yazıda çocuk ve yetişkinşerde VNS takılması ile ilgili olarak ameliyat esnasında ve sonrasında olabilecek olan kardiyoresprotuar komplikasyonlardan bahsedilecektir.
2. Vagus Sinir Anatmisi ve Vagus Sinir Stimülasyonunun Bilinen Etki Mekanizmaları.
Vagus siniri birçok kritik fonksiyonlara etki eder. Vagus sinirinin anatomik ve fizyolojik özelliklerini gözden geçirmek, etki mekanizmasını ve potansiyel komplikasyonları anlamamıza yardımcı olacaktır. Epileptik nöbetlerin mekanizması oldukça kompleks bir yapıya sahiptir; depresyon ise kompleks olaylar zincirini ve biyokimyasal hadiseleri takip eder. VNS nin etki mekanizması tam olarak anlaşılamamıştır ve çalışmalar devam etmektedir.
Vagus siniri hem afferent hemde efferent lifleri içermektedir. Vagus afferent impulsları torasik ve abdominal visseral organlardan noduler ganglionlar yolu ile alır ve bu uyarıları nükleus traktus solitariusa iletilir. Nukleus traktus solitariusun beyin de önemli birçok merkaz ile ilşkisi vardır bunlar; medülladaki retikiler formasyon, locus ceruleus, parabrakial nükleus, amigdala, hipotalamus, talamus ve vagusun dorsal motor nükleusudur. Bu santral yayılımlar VNS tedavisinin etkinliğinde çok önemli rol oynar. Locus ceruleus beynin major norepinefrin salgılayan bölgesidir; VNS locus ceruleusu aktive ederek norepinefrin salgılattırır ve nor epinefrinde nöbet eşiğini yükselterek nöbet kontrolünü düzenler. Noepinefrinin salınması hastada aynı zamanda mood düzenlenmesini sağlar. Bunlara ilaveten locus ceruleus ve parabrakial nükleusun amigdala ile olan efferent bağlantıları sayesinde mood ve emosyonun kontrolüne fayda sağlar. Vagus sinirinin stimülasyonu ile oluşan olaylar hakkındaki öne sürülen mekanizmada elektrik stimülasyonu ile nükleus traktus solitaris ve beyin sapı retiküler formasyonunun uyarıldığı ve nörotrasmitter üzerinde etkili olduğu şeklindedir (örn; seratonin ve norepinefrin).
Vagus siniri kalp, akciğer ve gastrointestinal sistemin çoğuna giden parasempatik efferentler taşır. Vagus sinirinin mid-servikal bölgesinden çıkmayan dallar olan kardiak dallar ve farinks ve superiorlaringeal sinir dalları vagusun mid-servila ve rostral bölge arasından çıkarlar. Vagusun rekürren laringeal sinir dalı mid-servikal bölgenin altından çıkarlar ve bu nedenle VNS deki uyarı sinirin uyarılmasına neden olur. Sağ vagus siniri kalbin sinoatrial nodülünü uyarırken sol vagus siniri ise atriovetriküler (AV) nodu uyarırlar. Köpeklerde yapılan çalışmalar sağ vagus uyarılması sola göre daha fazla oranda kardiak yavaşlamaya neden olmuştur. Kardiyak yavaşlamayı engellemek amacıyla VNS hep sol nervus vagusun kardiak dalları çıktıktan sonraki mid-servikal bölümüne yerleştirilir. Oluşabilecek olan bradikardiler ve aritmiler sinirin retrograt stimülasyonuyla yada sinirdeki anatomik malformasyon nedeniyle hem sinoatrial hemde AV nodları uyarması ile olabilir.
Vagus siniri farinks ve larinkse motor ve duyu dallar verir. Rekürren laringeal sinir krikotiroid ve inferior faringeal konstriktör kaslar haricindeki ( bu kasları süperior laringeal sinir uyarır) intrinsik laringeal kaslara motor ileti sağlar. Vokal kordlar seviyesindeki duyu inervasyonu süoerior laringeal sinir tarafından yapılırken vokal kordların altındaki süperior trakeal bölüm ise rekürren laringeal sinir tarafından uyarılır. VNS çalışması ile rekürren laringeal sinir stimüle edilerek sesde değişme ve ses kısıklığı, sesde boğuklaşma gibi şikayetler olabilir. Superior laringeal sinirin retrograt aktivasyonu ile boğazda kasılma hissi ve ağrı olabilir, fakat bunun olma ihtimali sesdeki değişimden daha zadır.
3. vagus sinir stimülasyon prosedürleri ve ürünün özellikleri
Şekil 1. Soldaki pil yeni versiyonu Model 103
VNS cihazının yerleştirilmesi ameliyatında hasta supine pozisyonunda baş hafif ekstansiyonda olup birmiktar sağ tarafa döndürülür ve bu şekilde sol vagus sinirine ulaşılır. VNS takılması için sol vagus siniri kullanılır çünkü bradikardi olasılığı daha azdır. Cerrahide sol vagus sinirine helikal elektrodlar yerleştirilir daha sonrada pil denilen pulse jeneratörü/stimülatör on göğüs duvarına sub kutan (şekil 1) veya subpektoral olaak yerleştirilir. Vagusa yerleştirilen spiral elektrodlardan en üstteki pozitif ortadaki negatif en alttaki ise tutucu/sabitleyici elektrottur. Deri altından geçirilen tünelden elektrodun kablosu göğüs duvarına açılan cebe yerleştirilecek olan pil ile bağlanır (şekil 2). Pilde üretilen elektrik kablo yardımıyla helikal elektrodlara oradan da vagus sinirine ileterek VNS saşlanmış olur.
Şekil 2. VNS takılma çizimi
Pals jeneratörü dışarıdan el wand’ı denilen aletin cilde teması ve el bilgisayarı ile programlanır. Programlanabilir özellikler; çıkış akımı, frekans, pals genişliği ve stimülasyon on-time ve off-time’ıdır. İntraoperatif impedans testi wand steril bir poşet içinde iken kullanılarak çıkış akımı 1 mA, frekansı 20 Hz, pals genişliği 500 milisaniye olarak 60 saniyelik uyarı ile yapılır. Bu test esnasında hastanın vital bulguları yakın bir şekilde takip edilerek bradikardi olup olmadığı gözlenir. Bazı merkezler pili 0.25 mA’le hemen açarken bir çok merkez bizim yaptışımız gibi bir iki hafta sonrasında pili açarlar. Pil açıldığında elektrik akımı 0.25 mA, pals genişliği 500 milisaniye, frekansı 20-30 Hz ve her gün 5 dakika kapalı (off-time) 30 sn açık (on-time) olarak çalışmaya başlar.
Tipik stimülasyon parametreleri ve aralıkları tablo I de özetlenmiştir.
Tablo I Pilin Programlama Parametreleri
Programlama Parametreleri | Tipik VNS Parametreleri | Programlama aralıkları |
Çıkış Akımı (Miliamper) | 0.25 | 0.0-3.5 (her basamakta 0.25) |
Frekans (Hz) | 20-30 | 1,2,5,10,15,20,25,30 |
Pals Genişliği (Mikro saniye) | 250-500 | 130, 250, 500, 750, 1000 |
Açık Kalma Süresi (saniye) | 30 | 7, 14, 21, 30, 60 |
Kapalı kalma Süresi (Dakika) | 5 | 0.2, 0.3, 0.5, 0.8, 1.1, 1.8, ve 3 5-60 arası 5 dk.da bir 60-180 arası 30 dk. Da bir |
VNS cihazı santral sinir sisteminin aktivasyonunu ölçmez ve sadece yapılan ayarlamaya göre çalışır veya ihtiyaç halinde de ekstra çalıştırılabilir. Bu ilave aktivasyon programlanmış aletin özel olarak yapılmış kompakt mıknatıs ile teması sayesnde gerçekleşir (şekil 3 ve 4). Pals jeneratrü mıknatısın bir saniye için üzerinde tutulup uzaklaştırılmasıyla ateşlenebilir; bu hareket ihtiyaç halinde tekrarlanabilir. Bu ateşleme ile hastanın nöbetleri kısalabilir veya aurası olan hastalar için aura geldiğinde ilave ateşleme yapılarak nöbet durdurulabilir. Eğer
Şekil 3. Pile magnetin yerleştirilmesi işlemi
jeneratör aktif olarak ateşleme yaptığı zamanda magnet ile temas ettirilse ateşleme durur. Magnet pals jeneratörünün üzerinde 65 saniyeden daha fazla tutulursa VNS cihazı kapatılmış olur. Kardiyoresprotuar kompliksayonlar VNS takılma esnasında veya postoperatif dönemde olabilir. Bu komplikasyonlar VNS takılmış olan ve başka sebeplerden dolayı anestezi alacak olan hastalar içinde önem arz etmektedir.
Şekil 4 Magnet Tipleri
4. İntraoperatif Komplikasyonlar
Bradikardi VNS nin potansiyel komplikasyonu olup 1000 vakadan birinde olur. Muhtemel mekanizmalarda anatomik varyasyon sonucu sol vagus sinirinin sinoatrial nodu uyarması veya teknik problemleden dolayı olan retrograd uyarıya bağlı olarak olabilir. Bradikardinin asistole gitmesi hastada resüsitasyon gereği doğurur daha önce kardiak ptroblemi olmayan VNS takılan hastalarda görülebilir. Bu hadise genellikle VNS takılırken yapılan impedans testi esnasında olur ve resüsitasyon gerekir bu durumda zaten pil takilmaz. Anestezik tekniğinde bradikardi yapabildiği söylenmektedir özellikle propofolün hayvanlarda VNS bradikardisini indüklediği hayvan çalışmalarında gösterilmiştir.
Bir çalışmada 111 VNS takılmış ve 3 olguda postoperatif spontan olarak düzelmiş bradikardi olguları yayınlamıştır. Bu üç hastadan ikisinde pil değiştirmesi yapılırken impedans testi esnasında intraoperatif olarak bradikardi gelişmeden ameliyat tamamlanmış. Bir başka yayında ise çocuk hastada bradi kardi gelişmiş fakat uyarıya devam edilmiş ve bradikardi spontan olarak geçmiş.
5. Ani Postoperatif Komplikasyonlar
Vagus sinirini bulurken yapılacak olan cerrahi travma sayesinde hava yolu problemleri ve laringofaringeal disfonksiyon olabilir bunu engellemek için dokuya saygılı diseksiyon, anatomik bilgi ve magnifikasyon kullanılmalıdır. Karotid arter veya jugular vene yapılacak olan travma ile oluşabilecek olan peritrakeal hematom acil cerrahi gerektiren bir komplikasyondur. Bizim olgularımızda bu tür kompliksayonlar gelişmedi.
Sol vagus sinir travması olursa tek taraflı vokal kord paralizisi olabilir. Bu travma sonrası uyandırmada hasyada horlama ve dispine olabilir. Vokal kord disfonksiyonu olan hastalarda aspirasyon olabilir, vokal kordlar hava yolunun korunmasında önemli bir rol oynar. Bunu engellemek için dikkatli diseksiyon ve gerekirse mikroskop kullanılmalıdır, kendi olgularımızda reopere yapışık olgular dahil olmak üzere herhangi bir vagus sinir travması olmamıştır. Bu komplikasyonu engellemenin bir başka yolu da helikal elektrodların ölçüsünün hastanın vagusuna göre seçilmesi bunun ile ilgli yapılan bir çalışmada 18 hastaya vagu ölçülerine göre elektrodlar seçilmiş ve hiç bir hastada vokal kord paralizisi veya ses değişikliği olmamış.
6. Geç Postoperatif Komplikasyonlar
Bizimde aralarında olduğu dünyadaki birçok merkez pil takıldıktan 10-15 gün sonra pili aktive ederler, oluşabilecek geç komplikasyonlar aşağıda yer almaktadır.
6.1. Kardiyak Komplikasyonlar
Daha önceleri yapılan çalışmalar VNS hastalarına holter monitörizasyon yapıldığında belirgin kardiyak ritm bozukluğunun saptanamadığını gözlemişlerdir bunun da nedeni bu bozukluğun nadir görülüyor olmasıdır. Gecikmiş aritmiler, çocuklarda 28 ay yetişkinlerde ise VNS takılmasından 9 yıl sonra bazı yayınlarda rapor edilmiştir. Bu hastalarda çocularda senkop yetişkinlerde ise baş dönmesi II derece dal bloğu ve asistole neden olmuş, bütün bu şikayetler VNS çıkarıldığında sone ermiş.
6.2 Laringeal Disfonksiyon
Ses ile ilgili yan etkilere (ses kalınlaşması, dispine ve öksürme) VNS takılan yetişkin ve çocuklarda sık rastlanır ve sıklığın bir yayında % 66 olduğu tespit edilmiştir. Ses ile ilgili olan yan etkiler rekürren laringeal sinirin uyarılması ile kendini göstermektedir. VNS takılan hastalardaki görülebilecek en ciddi yan etki hastada vokal kord paralizisi olmasıdır bunun oranı yaklaşık % 1’dir. Fakat hastaların çoğu ses ile ilgili problemleri olmasına rağmen tedavinin nöbetleri azaltma etkisi nedeniyle tedaviye devam etmektedirler.
Larinks ve farinks üzerine olan etki VNS’nin frekansına bağlıdır. En sık kullanılan stimülasyon frekansı olan 20-30 Hz’de vokal kordda abduksiyona neden olarak ve konuşurken vokal kordların arasının açık kalmasına sebep olur; normal frekansın üst sınırı olan 40 Hz’lik uyarıda vokal kordda adduksiyona neden olur; ve 40 Hz’den fazla stimülasyonda vokal kord tetanik olrak addukte olur ve glottik açıklığın ve larinksin hemispazmına neden olur.
VNS çalışma perioduna hastaların bazılarında nefes alalmama hissi olabilir buda dispinenin bir göstergesidir. Bu his vokal katlanma hareketinin azalması veya sol vokal kord hareketsizliği sonucunda olur buradaki sebep krikotiroid ve tiroaritenoid kasların sürekli uyarılması ile olan kronik denervasyonuna bağlıdır. EMG çalışmaları anormalliklerin VNS süresi ve akım şiddeti ile doğru orantılı olduğunu göstermiştir. VNS deki yüksek akım şiddeti sol vokal kord paralizisine neden olur. Bu olay pil değiştirildikten sonraki farkında olmadan yapılan yüksek akım şeklinde tekrar programlanma yapıldığında olabilir. Pil değiştirildiğinde aynı ayrda devam etmek daha fazla akım vermesine neden olcaktır buda sinirde hasara neden olabilir. İki hafta için pil takılan ve sonrasında enfeksiyon nedeniyle çıkarılan bir hastada üç hafta süre ile gecikmiş vokal kord paralizisi olmuştur.
Vokal kordların disfonksiyonu cerrahi travma, vagus sinirinin enflamasyonu veya tekrar eden vagal sinir stimülasyonuna başlı olabilir. Bu disfonksiyon aspirasyona neden olur. Tabiyki har aspirasyonu da VNS’ye bağlamak doğru değildir; çünkü bazı nöbetlerde hasta aspire edebilir veya mental motor retarde hastalar bir sebep olmaksızın da aspire edebilirler. VNS uygulanan erişkin ve çocuk hastalarda aspirasyon olduğu rapor edilmiş bir diğer çalışmada da klinik olarak ortaya çıkmayan gizlli aspirasyon olgularıda yayınlanmıştır. VNS’si olan hastalarda herhangi bir ameliyat esnasında Laringeal Mask havayolu (LMA) kullanımı aspirasyon riski nedeniyle önerilmemektedir.
İki strok hastasında sol tarafa VNS için kullanılan helikal elektrodlar yerlaştirilerek deneysel olarak aspirasyon engellenmiştir. Stimülasyon verildiğinde aynı taraftaki belirgin glottik kapanma sağlanarak stimülasyon süresince kapalı kalması sağlanmıştır. Glottik kapanma için yüksek frekanslı stimülasyon gerektirir (>40 HZ) ve uyarının devamlı olmsı gerekmektedir.
6.3. Resprotuar Komplikasyonlar
6.3.1. Yetişkinler
VNS’nin uyarı periyodunda tidal volümde (VT) ve solunum hızında herhangi bir değişiklik olmamıştır; bununla beraber hem yetişkinlerde hemde çocuklarda uyku esnasında solunum paterni potansiyel obstriktif uyku apnesi (OSA) şeklinde değişmiştir. OSA nın sıklığı ilaca dirençli epilepside hastaları üçtebirinde VNS öncesi yapılan tetkiklerde sub klinik olarak ortaya çıkmıştır. VNS’nin etkilerini değerlendirmek için VNS çncesinde uyku laboratuarına yatırılıp polisomnografiye bağlanmişlar ve aynı işlem VNS takılmasından sonraki üç ay sonra tekrarlanmış. Daha önce uyku bozukluğu olan hastalar veya OSA dan dolayı tedavi edilen hastalar çalışmadan çıkarılmıştır. 15 hastadaki VNS uyarı şekli 30 saniye stimülasyon 5 dakika kapalıydı. Hastaların hepsinde uyku esnasında nefes alırken düşük efor ve düşük hava yolu olması obstriksiyon ile uyuşmaktaydı. Apne-hippopine indeksi (AHI) kullanılarak obstrüktif periyod analizi hem VNS açıkken hemde kapalıyken yapıldı (Tablo 2). 16 hastadan bir tanesinde belirgin OSA vardı AHI>5. 15 hastanın beşinde klinik olarak belirgin OSA vardı AHI >5 idi; 4 hastada pozisyonel olarak iyileşme görüldü, bir hastada ise orta düzeyde OSA kaldı ve CPAP ile polisomnografi yapıldı. VNS ile ilgili olan OSA 9 cm CPAP ile düzeldi.
Tablo 2 Polisomnografide apne-hipopine indeksi VNS takılmasından önce (bazal) ve sonra (stimülasyonlu ve stimülasyonsuz)
Numara sırası | Bazal | Stimülasyon periodu | Stimülasyonsuz period* | Averaj |
1 | 4.0 | 26.2 | 6.9 | 11.3 |
2 | 2.0 | 11.9 | 7.6 | 10.1 |
3 | 0.9 | 20.2 | 6.9 | 9.9 |
4 | 4.9 | 16.2 | 3.1 | 8.2 |
5 | 1.4 | 10.7 | 5.2 | 5.9 |
6 | 6.8 | 40.9 | 5.9 | 12.9 |
N=16 *P=0.016
6.3.2 Çocuklar
Çocuklarda solunum değişikliği bir yayında 8 hastada 7 sinde VNS esnasında azalmış efor ve VTtespit edildi. Bu çalışmalar hastaların uyku ile ilgli problemleri konusunda iyi sorgulaması gerektiğini ortaya koymuştur, eğer hastanın ameliyat öncesi horlama veya OSA nın diğer semptomları varsa hastanın peroperatif olarak polisomnografi yapılması uygun olur. Sorunun tam ortaya konulması için daha fazla prospektif çalışmaya ihtiyaç vardır ve eğer tedavi gerektiren OSA varsa pozitif basınçlı ventilasyon yapılabilir.
6.3.3. Önleyici Tedbirler
Yan etkilerine rağmen ilaca dirençli epilepsisi olan hastalar VNS den faydalanmaları neticesinde bu yan etkilere aldırmamaktadırlar. Bu tür hastaların ameliyat öncesi iyi araştırılmalı postoperatif olarak iyi monitorizasyon yapılmalı ve oksijen verilmeli opioid ilaçlardan kaçınılmalı ve NSAİD kullanılmalı. Hastaların uykudaki apne veya hipopine sayısı saatte 40 dan fazla ise şiddetli 21-40 arası ise orta 6-20 hafif ve 0-5 arasında ise olmadığı söylenebilir. Çocuklar için ise 10 dan fazla ise şiddetli, 6-10 arası orta, 1-5 arası hafif ve 0 da ise OSA hiç yok denebilir.
VNS nin eksternal programlama wand’ı ile durdurulması sözkonusu olabilir (Şekil 5). Bir diğer opsiyon ise pilin üzerine mıknatısı koymaktır (Şekil 3). Fakat firma taafından 8 saatten fazla mıknatısın pilin üzerine konulmasının vagus sinirine zarar veraceği için istenmemektedir.
Şekil 5. Programlama wandı ve pil ile olası gereken pozisyonu
6.3.4 VNS İmplante Edilen Aletler İçin Dikkat Edilecek Hususlar
VNS takılmış olan hastalar başka sebeplerden dolayı anestezi alabilirler. Anestezistlerin bilmeleri gereken, VNS cihazı ile ilgili vokal kordun etkilenebileceği gibi olayları bilmeli. Uyarı enasında vokal kordda adduksiyon olması nedeniyle uzun süre entübe edilen olgularda vokal kord travmatize olabilir. Diğer bilinmesi gereken olay ise VNS açık iken LMA kullanımının sakıncalı olduğudur. VNS’si olan hastalarda alt ekstremite ameliyatı yapılacak ise LMA bir çalışmada kullanılmış. VNS uyarı esnasında sol arytenoid ve aryepiglottik kıvrım orta hatta doğru hareket eder ve glottik açıklığın tam kapanmasına neden olur. Bu nedenle VNS aktif hastalarda LMA ile hava yolunun tespiti önerilmez. LMA nın istenmemesinin bir diğer sebep ise muhtemel aspirasyondur.
6.4 Potansiyel Pil Hasarının Önlenmesi
Ameliyathanede dolaylı veya direk VNS pil hasarını engelemek için dikkat etmeleri gerekenler tablo 3 de özetlenmiştir. VNS’si olan çocuk hastalarda stimülatör teli ekstenal jugular ven olarak düşünülerek tele girmeye çalışarak kablonun hasarlanması olabilir. VNS pilinin magnetik ve elektrik kaynaklarına yakın olmasının pilin ayarını bozabileceği bilinmelidir.
Tablo 3 Pile vagus sinirine ve etraf dokulara zarar veren işlemler
Manyetik Rezonans Görüntüleme
Radypofrekans Ablasyon
Elektrokoter
Taş kırma cihazı
Defibrilatör/kardiyoversiyon
Elektrokoter cihaza hasar verebileceği için kullanılmamalıdır. Eğer kullanılacaksa bipolar koter tercih edilir. Eğer monopolar koter kullanılacaksa en düşük voltajda kullanılmalı ve topraklama yastığı pilden mümkün olan en uzak yerde olmalıdır. Pilin etkileneceği düşünülüyorsa yukarıda anlatıldığı gibi pil deaktive edilmelidir. Böyle yapılırsa postoperatif olarak pilin tekrar ayarlanması gerekmektedir. Eğer hastaya defibrilasyon yapılacaksa akım mümkün olduğu kadar az ve pilden uzak bir şekilde ayarlanmalıdır. Eğer pil akıma maruz kaldı ise işlem sonrasında pilin tekrar kontrol edilmesi uygundur. Anestezi VNS li hasta MRI çektirirken de gerekebilir. MRI esnasında oluşan ısı vagus sinirine ve pilin kendisine zarar verebilir. Çu andaki MR teknolojileri ile VNS’li hastalara vücut MRI önerilmez. Beyin MRI baş koili ile 2.0 Tesla veya daha az magnetik güçteki MRI lar kullanılarak çekilebilir. MRI esnasında hastanın pilinin programı değişebilir muhtemelen durur. Bizim uygulamamızda pil MRI dan önce deaktive edilir MRI çekildikten sonra ise pil açılıp yeniden programlanır. Radyofrekans enerjiside ısı üretir pile ve vagus siniri ile etraftaki dokulara zarar verebilir. Radyofrekans kardiolojide veya genel cerrahide kullanılan bir yöntemdir.Özet olarak, VNS tedavisi FDA tarafından ilaca dirençli epilepsi ve major depresyonda kullanımı kabul edilmiş ve diğer endikasyonları ile ilgili olarak çalışmaların devam ettiği bir tedavi yöntemidir. Bu hastalar pilin ilk takılması, pilin değiştirilmesi, elektrod malfonksiyonu veya başka sebeplerden de anestezi altında ameliyat edilebilirler. Pilin ilk takılmasında kardiak yan etkiler mutlaka intraoperatif olarak gözden geçirilmelidir. Peritrakeal hemztom gelişirse acil cerrahi gerekebilir. Pil çalıştırıldıkan sonraki için muhtemel OSA konusunda başka ameliyatlar gerekiyorsa anestezist bilgilendirilmelidir. Hasta pil ile ilgili etkilenebilecek anesezi, MRI ve radyofrekans gibi uygulamalar öncesinde ekibi uyarmalı ve işlem sonrasında pil mutlaka kontrol edilmelidir.
Kaynak: Journal of Clinical Anesthesia (2010) 22, 213–222
Bu yazıdaki bilgiler genel bilgi vermek amacı ile hazırlanmış olup bir doktordan alınan bilgilerin yerine kullanılamaz.
© Buradaki bilgilerin herhangi bölümü veya tamamı Prof. Dr Ersin Erdoğan’ın müsaadesi olmadan kullanılamaz veya çoğaltılamaz